Aynı anda veya çalışma sürelerini bölerek farklı işverenlere yönelik çalışma giderek yaygınlaştı. Çoğunlukla ekonomik gerekçelerle olsa da kişilerin farklı uzmanlık alanlarında faaliyet gösterme isteği de bunda etkili oluyor. Fakat bu tür aynı anda yapılan işlerde hem işlerin niteliği, hem de diğer işverene zarar verici hareketler konusunda dikkatli olmak gerekiyor.
İşçilerin aynı anda birden fazla işverene bağlı olarak çalışmaları anayasal çalışma özgürlüğünün bir uzantısı olarak yasaklanabilir bir durum değildir. Bu nedenle işverenlerin başka işte çalışmayı yasaklayan hükümleri kural olarak geçersizdir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin yakın tarihli verdiği bir kararda da bu durum, “iş sözleşmesindeki düzenlemenin usul ve yasaya hukukun genel prensiplerine uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, işçinin yasal sınırlar içinde iş ilişkisine girmesine engelleyen sözleşme hükümlerinin kural olarak Anayasa’nın çalışma hakkı ve özgürlüğünü düzenleyen 48. ve 49. maddelerine aykırılık oluşturacağı için geçersiz sayılmasının gerektiği” belirtilerek açıkça ifade edilmiştir.
Sadakat borcu işçinin iş sözleşmesinden doğan borçlarının başında gelmektedir. İşçi temel olarak sözleşme konusu işi yapmakla yükümlü olup, bu işi yaparken sadakat borcuna uygun davranmalıdır. Sadakat borcu, işçinin işverenin ve işyerinin çıkarlarını koruması, işverene zarar verebilecek her türlü davranıştan kaçınmasıdır. Başka işte çalışma rekabet edecek bir faaliyet ise yasaklanabilecektir. Aynı şekilde başka işte çalışma rekabet oluşturmasa bile işverenin ve işyerinin çıkarlarını korumayan, işverene zarar verebilecek bir davranış ise yasaktır.
Rekabette yasak var
Bununla birlikte başka işte çalışma bazı durumlarda yasaklanabilmektedir. Bunlardan ilki rekabet oluşturacak faaliyetlerde çalışmak, diğeri dinlenme hakkını ihlal edecek şekilde yoğun çalışma süreleri ile çalışmak veya yapılan ek işin mevcut işe zarar verdiğinin ispatlandığı durumlardır.
İşçilere getirilen rekabet yasakları ikiye ayrılıyor. İlki işçinin çalışırken tabi olduğu rekabet yasağı ikincisi ise işten ayrıldıktan sonraki rekabet yasağı. İşçilerin çalışırken işverenleriyle rekabet etmeleri İş Kanunu kapsamında yasaklanmıştır. Çalışanın bağımlığı çalıştığı sırada işvereni ile aynı işi dışarda bağımsız olarak yapması sadakat borcunun ihlali anlamına geliyor. Kanun bu durumu ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı bir davranış olarak kabul ediyor ve sonucunda işverene işçiyi tazminatsız işten çıkarma imkanı tanıyor. Bu nedenle işçi, iş sözleşmesi devam ederken işverenle rekabet edecek davranışlara girmemeli, rekabet oluşturacak şekilde üçüncü kişilere hizmet vermemelidir.
Yapılan ek iş mevcut işe zarar veriyorsa, örneğin çalışma süresinin yoğunluğu nedeniyle işçi dinlenemiyor, iş sağlığı ve güvenliği tehlikesi oluşturuyorsa veya çalışma süresi belirli bir yoğunluğa ulaşmasa da mevcut işe yoğunlaşmasını engelliyorsa bu durumda ek işte çalışma yasaklanabilecek veya bu nedene dayalı olarak fesih uygulanabilecektir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararında işçinin yan iş yapmasının işyerinde olumsuzluğa yol açtığı iddiasının bulunması halinde bunun incelenmesi gerektiği ifade ediliyor. Adana Bölge Adliye Mahkemesinin bir kararına göre de; işyerinde diş teknisyeni olarak çalışan işçinin, yine kurum çalışanı olan başka bir işçi ile birlikte kurumla ilgisi olmayan diş kliniklerine mesai saatleri içinde işyerine ait cihazları kullanarak para karşılığı iş yapmaları derhal fesih sebebidir.
Tazminatsız fesih nasıl olur?
İşçi çalışırken rekabet yasağına aykırı davranıyorsa, rekabet oluşturacak başka bir işte çalışıyorsa işveren açısından fesih hakkı doğmaktadır. İşveren iş sözleşmesi devam ederken rekabet oluşturacak davranışlarda bulunan işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecektir.
Yargıtay incelemesine konu olan bir olayda personel taşımacılığı işi yapan bir firmada çalışan kişi, işvereni ile aynı alanda faaliyet gösteren başka bir şirket kuruyor. Yargıtay iki şirketin de faaliyet alanlarının aynı olduğunu tespit edince işçinin sadakat borcunu ihlal ettiğine, işten çıkarılmasına bağlı talep ettiği ihbar ve kıdem tazminatlarının haksız olduğuna karar veriyor. İşçinin çalıştığı işle aynı konuda bağımsız veya bağımlı olarak çalışması da mümkün. Fakat bunun en önemli şartı işverenden yazılı onay almak. İşveren işçinin aynı konuda başka bir işte çalışabileceğini kabul ettiği zaman buna dayalı olarak işçiyi işten çıkaramıyor veya çıkarsa bile tazminatlarını ödemek zorunda kalıyor.